Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Isparta Atabey Kısık Vadisi Bisiklet Turu

Resim
Yine atladık bisikletlerimize ve tuttuk Atabey yolunu. Hedefimiz Kısık Vadisi. Ispartalı olmama, hatta baba tarafımın da Atabeyli olmasına rağmen burayı daha önce hiç duymamıştım. Ta ki bir gezi kulübünün söz konusu yerde gerçekleştirdikleri bir etkinliğin fotoğraflarını görene dek… Meğer neler kaçırmışız neler? 🙂 NOT: Önceki blogumun başına gelenlerden dolayı bu yazıdaki görsellere ulaşılamıyor malesef. Isparta – Eğirdir kara yolundan Atabey’e dönüş yaptık. Yol hafif yukarı eğimli ama gayet rahat. Bisikletle buralara daha önce iki üç kere gelmiştim ama Kısık Vadisi ilk olacaktı. Yol üzerinde Bayat kazasına da uğradık. Büyük kuru otlar, yeni sararmış buğday başaklarının ve çekirgelerin arasından bisikletlerimizi taşıyarak Sidera Antik Kenti’ne de uğradık. Burada biraz soluklandık. Kentten geriye pek bir şey kalmamış ama amfi tiyatronun tonozlu yan girişi hala dimdik ayakta. Gidip görülesi bir yer ve şehir merkezine çok uzak değil. Buradan tekrar tarlaların arasından Atabey yoluna çık...

Siyah Şemsiye

Resim
Kara göz kapakların, ağırdan iniyordu gözlerinin üzerine. Yüzüne takındığın o güzel ciddiyetle yaptığın işin, hakkını veriyordu bu koyu renk adeta… Beşiktaşlı değilim ama etkileniyor işte insan; gülümseyince ortaya çıkan gözlerinin akıyla, o kara yuvarlağın ahengine… Siyah yakışıyor sana, evet! Bulutlara da yakışıyor bazen bu renk. Ama bulutlar gülümsemiyorlar hiç senin gibi. Bulutlar sadece dans ediyorlar ve yorulduklarında ise bağırıp, ağlıyorlar. Hay aksi, bugün yine yorulmuş bulutların günü. Islanacağız desene… Yağmur en çok sana yakışır belki de… Ama kurumasın birilerinin gözyaşları senin üzerinde. Buna asla izin verme. Al, sana siyah bir şemsiye. Baksana, yakıştı gözlerine…

Ağlasun Sagalassos Bisiklet Turu

Resim
Uzun zaman önce planlayıp karar verdiğimiz Ağlasun Sagalassos Antik Kenti bisiklet turunu nihayet gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu tur; bugüne kadar katıldığım bisiklet turlarının içerisinde, en tehlikeli ve bir o kadar da keyifli olanıydı. Çünkü içeriğinde her şey vardı; toprak, yağmur, soğuk, sıcak, rampa, yokuş, uçurum, tarih, doğa ve çay… GELECEKTEN BİR NOT: Bu seyahat yazımdaki fotoğraflarım teknik bir problemden dolayı kaybolmuştur. Bir gün ulaşabilirsem ekleyeceğim. 😔 Fakat aynı fotoğraflardan oluşan slayt-gösterisi tadında videomun bir iş gelmedi Allah'tan. Onu eklerim. 👊 Ana hedefi Ağlasun Sagalassos Antik Kenti’ni keşfetmek olan turumuza ilk olarak Isparta şehir merkezinden Dere Mahallesi’ne uğrayarak başladık. Neredeyse tüm Ispartalıların bildiği şelaleyi solumuza alıp toprak yola girdiğimizde yaklaşık 15 km boyunca bizi ağırlayacak olan yorucu rampa bizi karşıladı. Sıcak hava da ara ara bunaltıcı olabiliyordu. Ama bu toprak rampada ilerledikçe, çevrenin güzelliği yo...

Taşta Alabalık Ziyafeti Gölcük Bisiklet Turu

Resim
Isparta ve yurt genelinde iki üç gündür hava yağışlıydı. Çeşitli hava tahminlerine göre ancak bugün yağmur yağmayacağı söyleniyordu. Ben de bu fırsatı değerlendirip bisikletimle doğa turlarına devam ettim. Bugünkü rotam Isparta Gölcük Krater Gölü (milli Parkı) ve çevresiydi. Gölcük’ü çok seviyorum. Muhteşem bir doğa, çam ağaçları, türlü türlü kuşlar, yabani hayvanlar ve mavi bir krater gölü. Bir Ispartalı olarak çok şanslıyım. Konumuz Gölcük Milli Parkı değil, hele hele buranın girişinde insanlara biletle doğa satan Deli Dumrul amcalarımız hiç değil ama ne zaman buraya bisikletle gelsem giriş için kapıda para isteyen amcalar oluyor. Ben de Allah’ın gölünü ve Allah’ın ağaçlarını görmeye geldim derim. Kim sahiplendi buraları ki? :) Derim ama ne yapsın amca? “Yasahhh” der o da… Sistem meselesi. :D Ben de her seferinde girişten girmem, yandaki yamaca elimle bisikleti çıkarıp aşarım ve bedavadan girerim Allah’ın yerine… Ve susuz derenin üzerine kurduğu köprüden geçenden beş akçe, geçmeyende...

Bir Masum Çocuk

Resim
Bir masum çocuk vardı… Hayallere inanan. Daima gülümseyen. Ve gülü seven, Dikeni görmeden. Sevebilen, Sonunu düşünmeden. Bir masum çocuk vardı… Rengarenk gökkuşaklarına, Mucizelere, insanlara, Hatta Noel babaya bile inanan. Sorgulamayan, Büyüyü bozmayan. Saflık müzesinde abonman. Bir masum çocuk vardı… İyiliğe, özgürlüğe ve eşitliğe inanan. Fark kelimesine, sadece ilkokul matematik kitaplarındaki çıkartma işlemlerinden aşina… Bir masum çocuk vardı… Bir yaban gülünün iki dudağı arasında. Bir masum çocuk vardı… Dağları denize paralel olmayan bir aşkta. Bir masum çocuk vardı… Biber dolmasını sevmeye yeni yeni başlamakta. Bir masum çocuk vardı… Gazete üzerinde, Gevrekten arda kalan susamlar kadar terkedilmiş. Geceleri boş koltuklarında terminallerin… Bir masum çocuk vardı… Öldürülen aniden. Koyu gül kurusu dudakların arasında parça pinçik edilen. Bir masum çocuk vardı… Zehirlenen, dikenleriyle yaban güllerinin. Bir masum çocuk vardı… Bir akşamüstü, Gömülen soğuk topraklar altına, Acı selâs...

Sam Broadcaster ile Ücretsiz Radyo Yayını Nasıl Yapılır (Videolu Anlatım)

Resim
İnternet üzerinden online radyo yayını yapma hakkında daha önce üç adet yazı yazmıştım. Bu yazılarda; yaptığımız radyo yayınlarında bir çok problemle karşılaştık. Bazen düzgün yayın yapamadık, bazen winamp bizi delirtti, mikrofonla bir türlü yayın yapamadık, bazen de kendi sitemize radyomuzu ekleyemedik vs. vs. Artık tüm bu problemleri bir kenara bırakıp gönül rahatlığıyla Caster.fm sunucusundan Sam Broadcaster programını kullanarak online radyo yayınımızı ücretsiz ve sorunsuz bir şekilde, profesyonelce yapabiliriz. Hatta bu yayını web sitemize yerleştirip kendi web sitenizde canlı (online) radyo yayınınızı takipçilerinizle paylaşabileceksiniz. Sadece yarım saatinizi ayırıp sizin için hazırlamış olduğum videoyu izleyerek radyo yayıncılığı sektörüne sağlam bir adım atabilirsiniz. İyi seyirler, kolay gelsin… Bu konuda belki, daha önce kısacık bir şekilde alelacele bir şekilde birine özel hazırladığım aşağıdaki video da size yardımcı olabilir.

Geleneksel Menemen Partisi

Resim
Bugün Türkiye’nin neredeyse tamamında elektrikler yoktu. Biz de bu yokluğu bir fırsat bilip doğayla içli dışlı olmak için yağmura çamura aldırış etmeden geleneksel melemen partilerimizden bir yenisi daha gerçekleştirmiş bulunduk. Çayımızı, çaydanlığımızı, domatesimizi, biberimizi, yumurtamızı ve tazecik ekmeğimizi aldık ve biraz uzaklaştık şehirden. Yağmur sonrası toprak kokusu vardır ya… Onu soluduk derin derin. 🙂 Soludukça acıktık. Acıktıkça, yaktığımız ateşi güçlendirdik. Çayımızı da koyduk ateşin başına. O yavaş yavaş demlenirken, arkada şarıl şarıl yolunu bulan bir dere ve ara sıra sesleri yükselen kuşlar… Ve bir de menemen… 🙂 Odun ateşi diyorum arkadaş ne sandınız? 😀 Ama şaka bir yana, uzun zamandır yediğim en güzel menemendi bu… Teşekkürler Fatih Şengül & Muhammet Said Pekel askerlikten hemen sonra ilaç gibi geldi. 🙂