Bir Çocuk, Bir Ekmek, Bir Umut

Neredeyse hiç televizyon izlemem. Bazen yemek yerken arkada ses olsun diye açarım. Bazen de dünyada neler olup bittiğini öğrenmek için sabahın köründe ayakta dikilerek gazete manşetlerini okuyan abi ve ablaların programlarını açar izlerim. Evet, sadece haberleri izliyorum bu ara. Bakmayın böyle basitçe ifade edildiğine ama bu topraklarda, televizyondan haber izlemek bile yürek ister, cesaret ister.

Küçükken; “Chucky” adında bebek görünümlü, değişik, enteresan, korkunç bir film karakteri vardı. Bizim nesil iyi bilir bu filmi. 🙂 İşte ben o filmi izlemekten tırsardım, hatta hepimiz tırsardık ama ben yine de korka korka izlerdim. Şu an aynı şekilde haberleri de korka korka izliyorum. Niye derseniz, bildiğiniz üzere bu ülkede, bu topraklarda alışık olduğumuz ya da maruz kaldığımız, ya da bize müstahak olan bazı şeyler var. Acı şeyler… Kanlı, şiddetli, çaresizce, acıklı, korkunç, ahlaksızca, hukuksuzca, vicdansızca şeyler bunlar… Evet, bunların hepsi var bu ülkede. Hatta her kanalın haber bülteninde rastlarsınız. Kan, gözyaşı, ıstırap, sömürü, rezillik, ölüm, adaletsizlik, savaş, yoksulluk, çelişki vesaire… Bazen düşünüyorum; bu ülkede şair olmamak, karamsar olmamak ya da ne bileyim ağlamamak, üzülmemek, sigara içmemek çok zor bence. Yani sözüm ona bir Kuzey Avrupalının sigara içmemesiyle, Ortadoğu’nun bağrında yaşayan birinin sigara içmemesi aynı derecede bir meziyet değildir benim gözümde… Çünkü bu topraklar kanlı, bu topraklar acı dolu, bu topraklar ne yaman çelişkilerle dolu… Buraların insanı umutsuz, her çağda başına vurulan tüm darbelerle gitgide umutsuz… Ben de umutsuzum, sen de umutsuzsun, hayallerimiz bile umutsuz. Hayallerimiz bile “AMA”larla dolu. Birileri bizim malımızı, mülkümüzü, zamanımızı, bedenimizi, görünen tüm varlığımızı ya da geleceğimizi çalabilir, üzerinde tasarrufta bulunabilir. Elbette bunları biliyoruz. Olabilir… Fakat hiç kimse hayallere dokunamaz. Hayallerin dokunulmazlıkları vardı, taşınamazlar, elde edilemezlerdi. Böyle bilirdim fakat yanılmışım. Onları bile çalmışlar bizden. Yok etmişler hayallerimizi, hayal etme yetimizi… Ya da biz yapmışız yine kendi kendimize, bilmiyorum…

Açıkçası, ben çok hayal kurardım ve gerçekleştirmeye de çalışırdım. Hayal kurmak lükstür ve ben bu lükse fazlasıyla bulaşırdım. Hakkını da verirdim. Mutluluk güzeldi ve ben böyle mutluydum. Fakat etrafta olanlar, acılar, karanlık memleket manzaraları her insan gibi beni de etkiledi. Artık hayata eskisi gibi bakmaz olmuştum. Bir karamsarlıktır, gidiyordu. Ta ki bundan yaklaşık iki hafta öncesine kadar…

Bundan iki hafta önce, işe gitmek için her zaman ki otobüs durağında bekliyordum. Hava yeni kararmıştı fakat henüz batmış olan güneşin izleri hala belirgindi gökyüzünde. İşe zamanında yetişmek adına hafiften acele etmişliğin bünyeme verdiği alçak bir çarpıntıyla sigara içiyor ve otobüsün gelmesini bekliyordum. Sağımdaki tali yoldan gelip önümüzdeki sakin caddeyi usul usul yürüyerek karşıya geçen on yaşlarındaki bir çocuk, küçük terliklerini asfalta sürüyerek tüm sakinliği bozuyordu. 🙂 Güleç yüzlü, dertsiz, kedersiz, eğlenceli bir çocuk… Çocuk işte. 🙂 İsmi bile mutlu olmaya yetiyor. Caddeyi geçtikten sonra karşıdaki küçük markete yöneldi, içeri girmedi. Dışarıda, camekânın önündeki yeşil renkli ekmek dolabının kapağını açtı ve eline bir tane ekmek aldı. Tam kavrayamamış olacak ki bir anda elindeki küçük ekmek yere düştü. Dolabın kapağını aceleyle kapatıp yere eğildi ve nazikçe, sanki bir bebeğe dokunurcasına temkinli ve hareketlerinde büyük bir özür hissettirerek ekmeği yavaşça öptü ve alnına götürdü. Bunu büyük bir saygı ve özveriyle yaptı. Sonra o ekmeği bırakmayarak, aynı titizlikle içerideki kasaya götürerek parasını ödemeye yöneldi.

On yaşlarındaki duyarlı çocuğun bu saygı dolu hareketinden sonra biraz düşünmeye başladım, bu arada otobüs geldi ve boş bir koltuğa oturdum. Her zaman ki sokaklar ve biraz karanlık eşliğinde, bu çocuğun sergilediği güzel eylemin derinliklerine inmeye başladım.

Acaba bu topraklarda, yere düşen bir ekmek neden öpülerek yerden geri alınır? Bu hareketin kodları neler? Bunun altında ne yatıyor? Ne öğretiliyor? Ne sergilenmek isteniyor? Hepsini tek tek düşündüm. Bence her şeyden önce, yere düşen bir ekmeği öpmek “SAYGI” demektir. Başlıca neden saygıdır. Çünkü bu topraklarda, iki şey yere düştüğünde öpülerek yüksek bir yere kaldırılır. Biri Kur’an-ı Kerim, biri de ekmektir. Bunlar kutsaldır bizde. Çünkü Kur’an, Allah kelâmıdır, değerlidir. Peki ya ekmek? Ekmek de kutsaldır bizim kültürümüzde. Çünkü ekmek, “EMEK”tir. Emeğe saygı ancak bu kadar güzel işlenebilir bir kültürün köklerine… Biz yere düşen ekmeği öperek, emeğe saygı gösteririz. Yere düşen bir ekmeği öpmek demek; küçük bir buğday tanesinin, lezzetli bir ekmek halinde market dolabına gelinceye kadar ki meşakkatli sürecinde, alın teri döküp emek sarf eden tüm emekçi insanlara bir saygı gösterisidir. Hatta tarih boyunca, yıllar boyu buğdayı ekip biçerek bugüne kadar taşımış emekçi insanoğluna bir saygıdır. Selamdır… Yere düşen bir ekmeği öpmek demek; bir teşekkürdür Allah’a… Ve O’nun yarattığı güneşe, havaya, suya, toprağa ve insanlara… Bu ne güzel bir teşekkürdür ki insanın içindeki karanlığı alıp götüren. Bu ne güzel bir teşekkürdür ki insanı tekrar umutlandıran. Bu ne güzel bir teşekkürdür ki karamsarlık içinde boş vermişliğe bürünmüş bir bünyeye, “titre ve kendine gel” diyen tatlı bir tokat…

Anladım be çocuk. 🙂 Mesaj alındı. Artık umutsuzluk yok. Karamsarlık yok. Çok teşekkürler. Haksızlık etmişim birçoklarına. Çünkü sen varsın hâlâ ve senin gibi nice fidanlar dallanıp budaklanmakta… Ve senin gibiler oldukça, geri gelen umudum gibi iyi şeyler de hep var olacak.

Senden yalnızca bir isteğim var çocuk! Ne olur; o yere düşen ekmeği öptüğün gibi tüm sevdiklerini de öpmekten kaçınma, ne olur emeğe ve emekçiye saygı duy, ne olur birilerinin hakkını yeme, ne olur teşekkür etmekten asla kaçınma.

Çok teşekkürler sana…

Harikasın… 🙂

Fatih PEKEL | 16.04.2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Winamp İle İnternetten Radyo Yayını Nasıl Yapılır (Resimli Anlatım)

Sam Broadcaster ile Ücretsiz Radyo Yayını Nasıl Yapılır (Videolu Anlatım)

AutoCAD ile Animasyon Yapmak (Videolu Anlatım)